EYNAL

Kaplıcaları

İlçe topraklarını Kirmasti Suyunun başlangıç kollarından Emet Çayına katılan Kocaçay ile Susurluk Çayının başlangıcı olan Simav Çayı sulamaktadır. İl merkezine 147 km. uzaklıktaki ilçenin yüzölçümü 1.557 km2, toplam nüfusu da 98.119’dur.


SİMAV İLÇE EKONOMİ

İlçenin ekonomisi genel olarak tarım ve hayvancılığa dayalı olup, turizm, kerestecilik, madencilik ve halıcılık da ekonomisinde etkilidir. İlçede yetiştirilen başlıca tarımsal ürünler; buğday, şeker pancarı, patates, kestane, nohut, elma ve erik yetiştirilir. Az miktarda da fasulye, soğan, armut, arpa ve kenevir yetiştirilir. Göl arazisinde de örtü altı seracılığı yapılmaktadır. Hayvancılıkta ise büyük ve küçükbaş hayvan besiciliği yapılmaktadır.

İlçenin önemli geçim kaynağından biride el halıcılığıdır. İlçede 10.000’i aşan halı tezgahı ile yılda yaklaşık 250.000 metrekarelik el halı dokumacılığı aile işletmeciliği olarak yapılmaktadır. Simav halılarının üretim ve pazarlama merkezidir. İlçenin merkez, kasaba ve köylerinde 53 kereste fabrikası ve 100’e yakın kereste atölyesi bulunmaktadır.

Bölgede çıkan sıcak su kaynaklarından yararlanılarak oluşturulan Naşa ve Eynal kaplıcaları ile hamamlar ilçe ekonomisine büyük bir katkı sağlamaktadır. Ayrıca Gölcük yaylası ve Nfia Pınarı orman içi dinlenme yerleridir. İlçe topraklarında Antimuan, Magnezyum, Demir Kalkan, Kurşun, Çinko, Bakır Feldisbat, Kükürt Manyezit yatakları bulunmaktadır.


SİMAV İLÇE TARİH

Simav'ın Tarihçesi

Bugün Simav’ ın milattan önce 4 binli yıllarda SUNAUVA – SYNAUS adında şehir kalıntısı üzerine kurulduğu bilinmektedir. Hititler, Frigler, Doğu Roma (Bizans) dönemlerinde SYNAUS (Simav) ve ANKYRA

(Boğazköy) olarak tarihi zamanların iki yerleşim birimi, kurutulan Simav Gölünün güneydoğusu ve kuzeybatısında varlıklarını devam etmiştir. Milattan önce 1200 yıllarına kadar Abaitler adına bir halk yaşarken Trakya’ dan ve Çanakkale boğazından yöreye Frig oymakları gelip yerleşti. Sonrasında Doğu Roma (Bizans) hakimiyetin de kalan Simav ve çevresi 1113 yılında Edremit – Kırkağaç bölgesinden Kütahya – Eskişehir’ e yardıma dönen Selçuklu Kumandanı EMİR MUHAMMET tarafından Simav Çayı vadisinden gelinerek fethedildi. Bu Fetih dönemi uzun sürmedi tekrar Bizans’ ın eline geçtikten192 yıl sonra Germiyan Beyliğinin kurucusu 1. Yakup Bey 1305 yılında Alaşehir’ i fethetmeye giderken Simav Gölü kıyısında ordusunun atlarını dinlendirdiği tarih kitaplarında kayıtlıdır.

1305 yılında fetihte, Bizans’ ın kiraladığı İspanyol Katalan askerlerinin Erdek’ ten gelişi ile son bulur. Germiyanoğlu Çağaşan Mehmet Bey’ in 6 Mayıs 1327 tarihinde SİMAV ve KULA’ yı Katalanlardan kesin şekilde fethetmesiyle Türk Hakimiyeti başlamıştır..Mehmet Bey’ in oğlu Süleyman Şah, komşu beylik Osmanlılara dost geçinmek, Karamanoğullarının düşmanlığından da korunmak için kızı Devlet hatun’ u Osmanlı Padişahı 1. Murat’ ın oğlu Yıldırım Beyazıt’ e verdi.

(Yıl 1381) Kızının çeyizi olarak Kütahya, Tavşanlı, Emet ve SİMAV’ ı Osmanlılara verip kendi KULA’ ya çekildi. Süleyman Şah’ ın yerine geçen 2. Yakup Bey Simav’ ı tekrar geri aldıysa da 1390 yılında Yıldırım Beyazıt, kayın biraderinin üzerine giderek onu yenmiş ve İPSALA kalesine hapsetmiştir. 1402 yılında Ankara Savaşında Timur’ a yeniden Yıldırım Beyazıt’ ın ülkesi tekrar eski beylere verildiğinde 2. Yakup Germiyan beyliğinin başına geçer, Simav’ da beylik topraklarındadır.

Germiyanoğlu 2. Yakup bey 1428 yılında Edirne’ deki Osmanlı padişahını ziyaretle ölümü halinde ülkesini vasiyet ettiği söylenir. Çünkü yerine geçecek erkek evladı yoktur. 1429 yılında vefatı ile Germiyan ülkesiyle birlikte içinde yer alan Simav’ da Osmanlılara bağış olarak geçmiştir. Ünlü dilbilgini Şemsettin Sami’ ye göre Simav 1812 yılında ilçe olmuş ve Kütahya Sancağı’ na bağlanmıştır. Merkez nüfusu 5 bin, kaza nüfusu 32.662’dir ve 125 köy bağlıdır. Daha sonra Simav Derebeylerinin Padişah’ a asker ve vergi vermemesi üzerine kaza statüsünden düşürülen Simav 1866 yılında aşırı yağışlarla taşan Simav gölü sayesinde afet bölgesi ilan edilmiş, Bursa Valisi Ahmet Vefik Paşa Simav’ a gelerek gölün su seviyesini düşürmüş ve 1867 yılındaBelediye Teşkilatının, 17 Şubat 1868 tarihinde Kaza (İlçe) statüsüne geçmesini sağlamıştır. İlk Kaymakam İstanbul’ dan tayinle gönderilen HALİL KAMİL Bey olmuştur. 1921-1922 yılları arasında Yunanlılar tarafından 3 kez işgale uğrayan Simav 4 Eylül 1922 tarihinde kurulmuştur.


COĞRAFİ DURUM

Şairlerin pehlivan dağ dedikleri türden bir dağdır Simav Dağı.Doğu-batı istikametinde kilometrelerce uzar gider. Kent bu dağın kuzey yamaçlarına anaç tavuğun kanatlarına sığınır gibi sokulmuştur. Nemli havası doğayı adeta köpürtmüş, yeşile boğmuştur. Çok yerde Simavlılar Kentlerine Yeşil Simav der. Simav Dağı Yeşilin, sarının, kızılın, kestane renginin bütün tonlarını sonbaharda sergiler. ender tabloların sıra sıra dizildiği bir sanat galerisi gibidir. Her mevsimde Simav hangi köşeye baksanız, doyumsuz güzellikler ile karşılaşırsınız. Kısacası Simav, görücüye çıkan bir genç kız gibi sürüp sürüştürmüştür.Coğrafi konumu, tarihi gelişimi ve sosyolojik yapısı ile Ege'nin çok tipik bir kentidir. Simav dört tarafının dağlarla çevrili oluşu, Batı Anadolu'yu içe, Marmara'yı Eğe'ye bağlayan ikinci derecedeki yolların kavşağında yer alması Simav'a stratejik önem kazandırır. Kısacası Simav; tarihi, folkloru, doğa güzellikleri, gelenek, ve yaşama biçimi ile İç Batı Anadolu'nun ilginç bir yöresidir.


YERYÜZÜ ŞEKİLLERİ

Simav, Kütahya İlinin yeryüzü şekilleri bakımından tipik bir bölgesidir. İlin bölgeleri İç Anadolu krateri göstermesine karşın; Simav dağ ve ovalarının yerleşimi bakımından tam bir Ege Bölgesi görünümündedir. Bir yerde İç Batı Anadolu eşiği Simav'dan başlar. Simav bölgede yer alan dört yükselti arasında bir çöküntü alanını oluşturur. Akdağ, Egrigöz, Şaphane Dağları ve Simav Dağı'nın ortasında Simav Grabeni olarak adlandırılan çöküntü ovası denizden 800 m. yüksekliktedir. Simav akarsu havzası olarak da çeşitlilik gösterir. Burası üç havzanın yer aldığı ender bölgelerdendir. Bu yüzden de vadilerle yer yer parçalanmıştır.

22 Ekim 2003 tarihinde yapılan 14. genel nüfus sayımına göre Simav şehrinin nüfusu 28.415 kişi, köylerde ise 81.553kişi olmak üzere 109.968 kişi yaşamaktadır. 47 köy, bir 21 belde bulunmaktadır. Simav il merkezine 147 kilometre uzaklığı ile Kütahya’ nın en uzak ilçesidir. Hizmetlerinin daha hızlı gerçekleşmesine vesile olacağına inanan yöre halkı bazı dönemlerde “İl” statüsüne geçmek için Ankara’ ya girişimlerde bulunmaktadır. Simav 1.557 km² coğrafi alan ile Kütahya’ nın % 13’ ünü oluşturur. Kilometrekareye 70 kişi düşmektedir. Deniz seviyesinden 825 metre yükseklikte Manisa, Balıkesir, Bursa, Uşak illeri sınırında yer alır.


SİMAV İLÇE TARİHİ ESERLERİ

ULU CAMİ

Simav’ da en eski yapı olarak bu cami bilinmektedir. Yapılış tarihi kesin olarak bilinmemekle birlikte 14. ya da 15. yüzyılda inşa edildiği sanılmaktadır. Evliya Çelebi’ nin, caminin 1587 yılında esaslı bir onarım gördüğüne dair kaydı vardır. Ayrıca caminin, Germiyan Veziri Babık (Namık) Bey tarafından yaptırıldığı belirtilmektedir. Camii, doğu – batı doğrultusunda yapılmış olup taş işçiliğinin güzel bir örneği sergilemektedir. Ayrıca caminin vakfiyesi olarak da yanında bir hamamı bulunmaktadır.


ÜZÜM PAZARI CAMİ

Simav’ ın eski taş yapılarından biri de bu camidir. 1670 yılında yapıldığı sanılmaktadır. Çarşı içinde Üzüm Pazarı denilen yerde bulunan bu cami, altıgen bir kubbeyle örtülmüştür. Halk arasında Hacı Süleyman Camii de denilmektedir


ŞEH BEDREDDİN CAMİ

İvaz Paşa Camii de denilen bu camii, Simav’ ın eski yapılarında biridir. Birkaç kez deprem ve yangınlardan zarar görmesine karşın onarılarak ibadete açılmıştır. Caminin adının XIV. ve XV. yüzyıllarda yaşayan din ve toplum bilinci Şeyh Bedreddin’ le bir ilgisi olmadığı, yine aynı adla anılan bir başka din ulusunun adına yaptırıldığı sanılmakta; Şeyh Bedreddin’ in Simavlı olduğu düşüncesiyle böyle bir adlandırmanın yapılmış olabileceği de akla gelmektedir.


HALİL AĞA CAMİ

Simav’ ın en büyük camisi olan bu camii, 1959 yılında Hayratı İmar Derneği tarafından yaptırılmıştır. İlk banisinin Halil Ağa olması nedeniyle yeniden bu ad verilmiştir. Birkaç kez yanan Halil Ağa Camii, son olarak belirtilen tarihte betonarme olarak yaptırılmıştır. Bu caminin bir özelliği; Simav’ da ki bütün cenazelerin buradan kaldırılmasıdır. Belediye meydanına hakim bir yerde bulunan cami, çevresi yeniden düzenlenerek güzel bir abide durumuna getirilmiştir.


NASUH AĞA CAMİ

Yine en eski yapıtlardan biri olarak, 1789 yılında Na-suh Ağa tarafından yaptırılan Ağa Camii Simav’ ın ortasında güzel bar abide olarak durmaktadır. Tamamen taştan yapılan camiye, 1990 yılında Hayratı İmar Derneği, son cemaat yerine ekletmiştir. Caminin tuğladan bir minaresi ve kurşun kaplı kubbesi vardır.


ECE SULTAN TÜRBESİ

Simav’ ın kuzeyinde, Eynal Kaplıcalarının batısında, Hüsüm Köyü’ nün güneyinde, meşe ağaçları ile kapalı bir tepede yatmakta olan Ece Sultan Bursa evliyalarından Emir Sultan’ ın müritlerindendir. Ece Sultan, Hamidoğulları Beyliği sınırları içinde kalan Isparta – Yalvaç doğumlu bir beydir. Emir Sultan Bursa’ ya ziyarete gider. Dönüşte Bursa – Isparta arasındaki en kısa yol güzergahı olan Simav’ da vefat eder. Bugünkü mezarının bulunduğu yere gömülmüştür. Son yıllarda hayırsever insanlarımız türbeyi yeniden yaptırmış ve yanına da küçük ve güzel bir camii yaptırarak türbenin değerini ve çevrenin güzelliğini artırmıştır.


KARŞIYAKA DEDESİ

Karşıyaka’ da Büyük meşe ağacının dibinde bulunan Hacı Baba halkımız arasında Ahmet Efendi olarak geçer. “Abdalân-ı Rum” dandır. Horosan Erenleri’ önde gelen büyüklerindendir. Simav’ ın fethi ile Simav’ a yerleşmiş halkın İslamlaşması için “İlây-ı Kelimetul lâh” için faaileyetlerde bulunmuş bir derviştir.


CABİRE SULTAN TÜRBESİ

Karşıyaka’ da Hacı Ahmet Efendi’ nin alt tarafında türbesi bulunmaktadır. Hakkında somut bir bilgi yoktur.


ACEM BABA

Simav Dağı’nın eteklerinde Simav’ a hakim bir tepede mezarı bulunan Şeh Abdurrahman-ı Kezberi – kuddise sirruh hazretlerine Acem Baba denmektedir.